Ahmet, Dilruba, Türkan


Ne çok terk edenler var ömrümüzde. Terk ettirilen. Ne çok dost sandığımız insanlar var çevremizde. Ne çok riyakâr yüzler.

Sizleri de aldılar elimizden çocuklar. Sizlerin gülüşlerini de. Ağlamalar bıraktınız bize ağırlığınızdan daha da ağır. Üçünüzün bakışlarında ki huzuru başka hangi resimlerinizle taşısak ki yüreğimize.

Size uzanan ellerin hükmü kalmasa yeryüzün de. Karıncayı dahi incitecek takat kalmasa hücrelerinde. Yağmur bulutlarını hediye ettiniz günlerimize, gönlümüze.

Dağlanan yüreğimizde pamuk şekeri tutan pamuk gibi elleriz konaklar. Gelmez yarınlarınız vardır. Gelmez geleceğiniz. Umut var ses hep sizi çağırdı gün düşümüze. Hep siz konaklardınız gönül misafirhanemizde. Hep size ayarlandı okul saatleri. Hep sizinle başlandı kahvaltıya. Çikolata sürdü belki anneleriniz sizin için birer dilim ekmeğe ve yerleştirdi yemek masasında ki tabağınıza.

Baloncu amca sizin için hep üç adet balon ayırdı. Gökyüzünde umudun sıcaklığını hissetmek için, sonsuza uçurabilin diye.

Bakkal amca gofretlerinizi, cipslerinizi, sevdiğiniz şekerlemeleri ayırdı sınav sonraları başarılarınızın ödülü olsun diye.

Okul sıralarınıza en güzel kokan çiçekler bırakıldı sizler koklayabilin diye.
Mahalle aralarında oynanan oyunlarda sizin sıranız geldi çocuklar. Seksek atlarken, yakan top oynarken, kör ebede de, saklambaçta da hep sıranız geldi çocuklar. Oyunlar sizi bekler.

Ya siz kimleri beklediniz duyuramadığınız çığlığınızla size uzanamayan bizlerin ellerini mi?
Ahmet, Dilruba, Türkan sizinle birlikte parçalandı yürekler. Gömüldü acımasızın elleriyle kara toprağa.
Şeker tutan ellerinizle şeker kaplı günleriniz olacakken, böylesi acı ve hazin bayramları yaşatmamalıydınız bize çocuklar yaşatmamalıydınız.

Daha nice! Ahmet’ler, Dilruba’lar, Türkan’lar gelecek nice evlerin çocuk odasına ve onlar sizin için uçuracaklar balonları ruhlarınızla birlikte huzura uçabilsinler diye.

 Hiçbir caninin elleri, ellerinin gölgeleri dahi uzanmasın çocuklarımızın yanına. Pamuk şekerlerini yiyip, top peşinde koştursun, evcilik oynasınlar korku nedir bilmeden çocuklarımız.

emine göl yılmaz


2 yorum:

  1. Emine Hanımcım kalemine ve yüreğine sağlık,bu nasıl bir gidişattır anlamak mümkün değil ,herkesten korkar olduk,herkese ,her şeye şüpheyle bakar olduk.çocuklarımıza her gün dikkatli ol demekten bıktık,ne kadar kolay parçalayıp atıvermek bir yerlere...
    Allah sonumuzu hayreyler inşaallah... ilkay akkaya \ ilkayınmekanı

    YanıtlaSil
  2. korkunun adı karanlıksa eğer işte çocukluğumun zamanındayım derim.annemin sesi uyandırır umudumu sonra ve söner karanlığı korkularımın...

    YanıtlaSil

Yorum Kuralları:

1- Yaptığınız yorumun hakaret içermemesine dikkat ediniz.

2- Yayınlanacak yorumlarınızın yazı ile alakalı olmasına özen gösteriniz.

3- Yazım ve dilbigisi kurallarına dikkat ediniz.

4- Yukarıdaki kurallardan herhangi birine uymamanız durumunda, yorumunuz yayınlanmayabilir.