Işık - II


Zayıf pırıltınla karanlığı mı deleceğini sanıyorsun? Zavallı!

Her ürkek salınışınla karanlığın hoyrat kahkahalarını duyuyorum. Çırpınışın sanki eğlence olmuş eline, acımasız ejderhaların... Her geçen an, biraz daha sönüyorsun, biraz daha eriyor ve sönüyorken griyle karışık tekrar biraz daha tutuşuyorsun. Hani ışık içinde ışıktın? Hani parlamaktı senin niyetin, hani kor olup kıvılcım kıvılcım ıssızlığı kovalamaktı? İbrahimlere ferahlık olmaktı hani derdin? Nurun içinde kaybolmak, nurun içinde bulmaktı tek istediğin! Hani?

Şimdi yanmış enkazların arasından iniltiler yükseliyor. Yenilgi yenilgi acı biriktiriyorsun küllerinle... İs kokulu hayallerinden bir tek kırmızı kaplı defterin haber veriyor. Sen susuyorsun. Herşey yanıyor, sen yanıyorsun, dünya yanıyor. Tek soluk, tek nefes dinlerken kendini, kırmızı kaplı defter giriyor araya. Etraf buz kesiyor aniden. Bir ferahlık ardından.. 

"Ben varken sen
Sen varken ben olacağız
Akıttığın yaşını anlatırken ben kimi zaman sana
Kimi zaman tutkunu paylaşacağız
Aşkı yudumlayacağız olmadık zamanlarda
Ama unutma!
Kırmızı; acıdan çok aşkı barındırır varlığında!"

fatma beyza baş


2 yorum:

Yorum Kuralları:

1- Yaptığınız yorumun hakaret içermemesine dikkat ediniz.

2- Yayınlanacak yorumlarınızın yazı ile alakalı olmasına özen gösteriniz.

3- Yazım ve dilbigisi kurallarına dikkat ediniz.

4- Yukarıdaki kurallardan herhangi birine uymamanız durumunda, yorumunuz yayınlanmayabilir.