Sen gideli tam 1 yıl olmuş...
Bu yazıyı yazmaya yüreğim dayanacak mı bilmiyorum, gidişinin ardından yazabilmek için tam 1 yıl bekledim acımın hafiflemesi için, ama her aklıma geldiğinde hala içimde bir yer acıyor, kanıyor... Farketmezdim eskiden bu kadar çok ölüm, trafik kazası, ambulans haberi gördüğümü, "olay yerinde hayatını kaybetti" cümlesinin bu kadar sık kullanıldığını... Algıda seçicilik diye buna deniyor işte, acı bir tecrübeyle öğrendim.
Sevgili kuzenimi, birlikte büyüdüğüm en sevdiğim çocukluk arkadaşımı elim bir trafik kazasında kaybettik geçtiğimiz yıl bugün, gerçi ben hala inanamıyorum onun artık aramızda olmadığına, onu öyle beyazlar içinde boylu boyunca yatarken görene kadar zaten inanmamıştım aslında... Dağ gibi gencecik adamdı rahmetli, diyeceğim, rahmetli ünvanını yakıştıramıyorum adının yanına... Kesinlikle isyan etmiyorum Allahım'a, ömrü bu kadarmış, kaderden öteye yol olmazmış ama o kadar gençti ki, kendisi ve ardında bıraktığı eşi, o kadar küçüktü ki ardından "babam nereye gitti" diyen oğlu, Efe'si...
Kaybetmeden anlaşılamıyor sevdiklerinin kıymeti, ve hatta kaybetmeden farketmiyor insan aslında kaybettiğini ne kadar sevdiğini... Her yıl kızardı bana "Doğum günümü yine mi unuttun" diye, inan doğum günlerini hatırlayamadığın sevdiklerinin ölüm günleri hiç aklından çıkmıyor...
Biz tüm kuzenler kardeş gibi büyüdük birlikte, çocukluğumuz hep beraber geçti, yılbaşlarında bir araya geldik, yaz pazarları birlikte denizlere gittik, ne bileyim sanki her daim beraberdik, sonra büyüdük, hepimiz iş güç sahibi olduk, kimimiz evlendi barklandı, kimimiz çoluğa çocuğa karıştık, dünya telaşesi, hepimiz ayrı yerlere dağıldık. Ancak bayramlarda ve düğünlerde bir araya gelebilir olduk ve aslında bir de cenazelerde bir araya gelebiliyormuşuz geçen sene onu öğrendik. Ailemizin en genç ahirete göçeni oldu kuzenim, 20'li yaşlarındaydı henüz, evine ekmek götürmek için işinden dönüyordu, trafik canavarı onu bulduğunda...
Galiba daha fazla yazamayacağım, yüreğim yazmaya hazır değilmiş hala... Bana ondan kalan iki şey oldu, sayısız hatıraların dışında... İlki daha ilkokul çağlarındayken ve bana çelme taktığı için düştüğümde dirseğimde oluşan yara izi, hala gülümserim o yara izine her baktığımda (ki o hiçbir zaman bana çelme taktığını kabul etmemişti;) diğeri ise abimin kefenini açıp üzerine kapandığı ve ağladığı sahnenin acısı, ağırlığı, yarım açık kalmış gözlerinin gözümün önünden gitmeyişi...
Ölüm yıldönümünün öncesinde tüm aile elimizdeki fotoğraflarını videolarını maillerini topladık bir yerde, zihnimizdeki anıların dışında 150 GB'lık bir harici disk'e sığdı tüm hayatın... O kadar acı geldi ki... Kendimi düşündüm sonra, acaba benim hayata bıraktığım iz kaç GB olacak?
Mekanın cennet olsun kardeşim, acın yüreğimizde ve her daim yaşayacak...
didar kalender
yüreğiniz her daim yanmaya devam eder.her yerde karşınızdadır.sevmişsinizidr çünkü.Rabbim cennetinde kavuştursun inşaallah tüm sevenleri sevdikleriyle...Mekanı cennet olsun aramızdan ayrılan tüm sevdiklerimizin...
YanıtlaSilertuğrul oflaz
YanıtlaSilöncelikle kalemşaha hoşgeldiniz
YanıtlaSilayağınızın tozuyla kalbimize dokundunuz, gözümüzü yaşartınız Allah gani gani rahmet etsin kuzeninize
bende lisedeyken trafik kazasında dedemi kaybettim karşıdan karşıay geçiyordu 1 saat önce beraberdik yaşı gençti tabi sizinki kadr değil ama 17 sene oldu hala ölüm günü unutulmuyor hatta o günden beri bayramlarımız bile yitridik
bir yıl çok erken bu acı için ama takdire boynumuz kıldan ince
doğru yaşayıp güzel ölüm nasip etsin hepimize Yaradan...
" doğum günlerini hatırlayamadığın sevdiklerinin ölüm günleri hiç aklından çıkmıyor..."
tekrar hoşgeldiniz
hepimizin yüreğinin duvarlarında işaretli böyle tarihler var ne yazık ki...
YanıtlaSilbaşınız sağolsun tekrar...
özlem baki
Allah rahmet eylesin,başınız sağ olsun
YanıtlaSilBaşınız sağolsun merhumun mekanı cennet olsun... Sanırım dualarla kuzeninize iletişim devam ediyor öyle öğrenmiştim. Bu kalbe dokunan yazınızı her okuyan bir FATİHA okursa kuzeninize ulaşır temennisindeyim...
YanıtlaSil