“Her bir renk yapayalnızken
kendisidir." Moustapha Méditerrané
“Anne-baba, eş-evlâd, dost-akraba ve daha niceleri gerili bir mancınığın ucuna
kondurulmuş yalnızlık çığlıklarıyla hazır halde beklerken, insan, duyduğu her
çığlıkla öldürdüğünü bilerek yardım elini uzatabilir mi?”
İnsan, gözlerinden dışarıya bakan bir parçacıklar bileşimi ve bedende
konumlanmış bir misafirdir. Gözleri bu mekânın dışarıya açılan penceresidir;
iki doğrultmandan oluşan tek pencere. Bu tek pencerede düğümler atılır yahut
çözülür; yalnızlık bu tek pencerede fısıldar varlığını. Bir sayha yükselir
gözlerden dışarıya bakan insanın ağzından, içerideki sonsuz çokluktan
dışarıdaki sonsuz çokluğa. Yankılanır gider çığlıklar ve gerisingeri hızla
dönerler içine insanın. Çığlıkların bu serüvenleri, yalnızlık efsanesinin
inleyen nağmelerini anlatırlar diğer insanlara. Ve bu efsane Adem
yaratıldığından beri tek kişiliktir.
***
Doğumla dünyaya itilen yalnızlığın, ölümle ahirete çekilişine dek, her bir
çığlık, insanın yalnızlığına alışmasına delalettir. Ahiret, birleşen
çığlıkların tartılmasıyla yer bulur gözlerinde mahpus olan insana. Sonsuz
çokluk, içinden dışına dışından içine geçmiştir insanın. İnsanın sonsuzluğu
çığlıklarının rengine göre seçilmiştir. Yazılmış çığlıkların kitaplara dönüşmüş
ışıltısında yepyeni bir sonsuzlukla buluşur insan. Penceresinden değil,
pencereleşmiş her yerinden bakmaktadır. Her yeri gözleridir. Her yeri
sonsuzluktur artık. Ve özgürdür tüm sınırlardan uzakta. Cennetler ışıltılı
sonsuzlukta. Yine yalnızlığın çığlıksız mevcudiyeti sarar sonsuzluğu. Dünyevî
olmayan, içinde türü bilinmemiş tatlar içeren ışıklı bir yalnızlıktır artık.
Her tat tek kişiliktir; her tat tek kişiye verilen nimettir.
***
Yazılmış kitapların dünyada iken kararmaya başlamış sayfalarında yepyeni başka
bir sonsuzlukla buluşur insan. Pencereleri kapanmıştır; karanlığın elleri
alevlerle ebedi çığlıklara dönüştürmüştür yalnızlığın dünyevî çığlıklarını.
Ahirette her yeri karanlıktır insanın. Her acı her bir seferinde yeniden
fokurdar. Fokurdadıkça cehennemin azâbı, yalnızlık fukara bir sonsuzluğun
içinde söker atar ışığı; artık sonsuza dek karanlıktır.
***
Ahiretteki yalnızlığın rengini dünya’daki yalnızlığın çığlıkları belirler.
İnsandan insana uzanan çığlıklar, insanı insana boğduran kementler gibi
atılırlar her seferinde. Her bir çığlık yardım isteğidir; dışında öyle yazmaz
ancak, rahatsız eder diğer çığlıkları. Yalnızlıklarını paylaşmak isteyenlerin
imkânsıza uzanan elleridir bu çığlıklar. Penceresinden dışarıya bakan insanın
dışarıdaki pencerelere uzanmasına ve görebildiği kadar içeriye bakmasına niyet
besletir. Merak ettirir, diğer çığlıkları besleyen pencerelerin gerisindeki
sonsuzluğu. Giderdiği her merak, tanıdığı her bir insanın ölüsünün başında
gözyaşları döktürür. Çığlıklarını duyduğu her insan artık pencereleri kapanmış
bir kördür; bir ölüdür. Duyduğu her çığlık, onu çığlığın sahibini duyma
isteğinden vazgeçirir. Yalnızların çığlığı, duyulduğu anda ölecek olanların
çığlığıdır. Her insan duyulduğu anda ölür. Diriler, duydukları seslerin
sahiplerini öldüre öldüre büyütürler sessiz çığlıklarını. Bu yüzdendir meraklarını
diri tutanların sessizliği. Sessiz çığlıklarının ahirete uzanan kolları oradaki
rengine boyanır süregiden yerin vakitlerinde. İnsanlardan bazılarının
insanlardan uzaklara gitmesindeki sır budur; daha fazla öldürmemek ve ölmemek
için kaçarlar. Diğer yalnızlar için yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Yalnızlıklarının sessiz çığlıklarını içlerine gömüp giderler, ahretteki ışıklı
yalnızlığa hazırlanmak için.
***
Her bir “anne” diye haykırışında bebek, her bir “Leyla” diye haykırışında
Mecnun, her bir “Allah” diye haykırışında âbid penceresinden yardım isteyen
yalnızdır. “Dost” terennümleriyle kıpırdayan dudakları ıslatan ve dudaklardan
ileriye doğru fırlayan duyguların çatık kaşlarından süzülen şey yalnızlığın
verdiği acıdır. Anne-baba, eş-evlâd, dost-akraba ve daha niceleri gerili bir
mancınığın ucuna kondurulmuş yalnızlık çığlıklarıyla hazır halde beklerken,
insan, duyduğu her çığlıkla öldürdüğünü bilerek yardım elini uzatabilir mi?
Uzattığı her ‘duydum eli’ sonraki çığlıkların canhıraş feryatlara dönüşmesi
demek değil midir? Uzanan her bir el alışılmışlıkların arttığı bir enkâzı
terkedilmişliklerle biriktirmek/büyütmek değil midir? Hiçbir el gittiği yerde
kalmayıp geri döndüğüne göre, her giden el birlikte getirdiklerini geri
götürecektir. Giden el verdiği hayatı geri dönerken de alıp gelecektir. Her bir
yardım eli geri dönüşünde daha da büyütecektir çığlıklarını; öldürecektir
kalanı. Sökecektir umutlarını acımaksızın, sırf gittiği için.
***
Çığlığa uzanan her el, duydum/yardım eli değildir. Her çığlık zâlim yalnızları
da davet eder. Gelirken hiçbir iyi şey getirmeyen zâlim giderken söktüğü
çığlıkların yerlerini yanık bırakır. Geride kalan, yalnızlık kuyusunda içindeki
sonsuzluğa haykırır bin bir ızdırâpla. Pişmanlıkların yerini koyu bir karanlık
almıştır. Öldürmemiştir giden; çığlıkların masumiyetini kirletmiştir. Zulmün
tohumlarını ekmiştir. Geride kalan, kendisinde artakalan diğerinin
fazlalıklarına bakar kalır. Bu fazlalıklar çirkindir, bu fazlalıklar kirlidir,
bu fazlalıklar kokuşmuştur. Bundan sonra diri iken daha acıdır yalnızlık.
***
Öncekilerden sonrakilere kadar her nesne, her kimse, her fiil, her fail,
kişiden fırlayan çığlıklara tutunur; çığlıkları kendisine tutundurur. İnsan
mecburdur, nesne mecburdur, fiil mecburdur, fail mecburdur. Mecburdur
çığlıkların elleri, susuz toprağın suya mecbur oluşu gibi. Diğeri, diğerleri
olmadan rengin bir kaydı kalmaz; yalnızın yalnızlar korusunda sarf ettiği
çığlıklar evrenin koro sesleridir.
***
Yalnızlık, dikili kalan ağacın ormana diktiği bayraktır. Varlığın, var’a
dönüştükten sonra beslendiği yerde kendisi kalmakla diktiği bayrak. Varlığın
kuş tüylü yatağında çığlıkları uğultuya dönüştürmeyen, tatlı hışırtılarla mest
eden bir orman olsun diye diktiği bayrak.
alper selçuk
Yorum Gönder
Yorum Kuralları:
1- Yaptığınız yorumun hakaret içermemesine dikkat ediniz.
2- Yayınlanacak yorumlarınızın yazı ile alakalı olmasına özen gösteriniz.
3- Yazım ve dilbigisi kurallarına dikkat ediniz.
4- Yukarıdaki kurallardan herhangi birine uymamanız durumunda, yorumunuz yayınlanmayabilir.