Yol Yazısı




Bir yola düştüm ki dost, menzilim malumundur diyerek başlamalıyım bu yazıya. Hatta Musa Eroğlu Usta'nın yolun sonu görünüyor adlı güzel türküsü de giriş cümlemi destekler mahiyette olmalı. Konu yol olunca yazacak çok şey beliriyor belleğimde.



Bir sürü şiir, öykü, deneme ve roman belki. Ama ben daha çok yol ve buradan hareketle yolcu üzerinde durmak istiyorum.



İnsanın yola çıkması doğumu ile başlıyor. Ve ölüm de ilk durak, belki de varılan ilk menzil. Bir mola. Ama yol da yolculuk da ölümle bitmiyor. Sadece yol değişiyor. Yolcu aynı.



Kiminin yolu dağları aşıyor, kiminin denizleri, kiminin çölleri... Kimi atla, kimi arabayla ve belki kimi de yayan gidiyor.



Ama ne tuhaftır ki, bazen yaya olan araba ile gidenden daha fazla yol alıyor. Hem de daha hızlı. Rotayı büyük ölçüde kul belirliyor.



Yol alternatiflerini de Rab. Yollar külli iradeyi, yolcu da cüz-i iradeyi işaret ediyor benim gözümde.



Her ne kadar yol alternatifleri çok görünse de, nihayetinde insan eleye eleye ikiye düşürür olası yol sayısını. Ve yolcunun ne kadar iyi bir yolcu olduğunu da veya yola ne kadar revan olduğunu bundan sonrası belirler. Seçici olan orada yolcunun yaptığı seçimlerdir.



Yoksa herkese üç aşağı - beş yukarı benzer yollar sunulur. Herkesten kendine verilen süre içerisinde yollarını seçerek ilk menzile varması istenir. Ve tüm yolcular, istese de istemese de, o veya bu yollardan geçerek varır ilk menzile.



Ya sonra? Sonrası bizim bilgimiz dışındadır. Ama ilgimiz içinde. Yani bir çoğumuz ilgileniriz yolcuların ikinci menzillerinden. Her ne kadar Yahya Kemal, "Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden" dese de; biliriz ki gidenlerin belki de bir çoğu memnun değil varılan ve varılması muhtemel olan menzillerden.



Yollar uzar önümüzde bir ömür boyu. Mevsimler değişir, biz değişiriz. Yol durur mu? Durmaz. O da değişir. Kimsenin, ben artık gitmiyorum deme lüksü yoktur.



Sadece, "sen artık gitmiyorsun. Buraya kadar sen geldin, bundan sonra da biz seni götüreceğiz" denilir.



Tek başına yolculuk pek tavsiye edilmez. Dünyanın bin türlü hali var. Peki sizce dünyanın bin türlü hali olur da onun ahirinde yer alan ahiretin binden az türlü hali olur mu?



Aczi kanaatime göre oradaki haller dünyanın hallerinde çok daha fazla ve çok daha çetin. O zaman ne yapmalı, yola yolu bilen biriyle çıkmalı. Çıkmalı ki “50 m ilerde sağa veya sola çok keskin bir viraj var”, desin mesela. Veya “aman dikkat az sonra, yol üçe ayrılacak ama biz sağdakini seçeceğiz”, diyecek birisi. Yolda kalmamak için, geçtiğimiz yollardan sağ salim geçenlere ihtiyacımız yok mu sizce?



“Ömrüm yollarda geçti” der bir tır şoförü. Ömrü yollarda geçmeyen var mı?



Hepimiz birer yolcuyuz. Mahir, acemi; atlı, yaya; yalnız veya beraber sürüyor yolculuğumuz.



Herkese ama herkese hayırlı yolculuklar. Hayırlı menziller. Gelin Yunus'un çağlar aşıp gelen sesine kulak verelim ve yolumuza devam edelim sayın yolcular.



Bu yol uzaktır menzili çoktur, Geçidi yoktur derin sular var







aziz kağan güneş


1 yorum:

  1. "Yollar uzar önümüzde bir ömür boyu. Mevsimler değişir, biz değişiriz. Yol durur mu? Durmaz. O da değişir. "...yolda kalanlardan olmamak duasıyla

    YanıtlaSil

Yorum Kuralları:

1- Yaptığınız yorumun hakaret içermemesine dikkat ediniz.

2- Yayınlanacak yorumlarınızın yazı ile alakalı olmasına özen gösteriniz.

3- Yazım ve dilbigisi kurallarına dikkat ediniz.

4- Yukarıdaki kurallardan herhangi birine uymamanız durumunda, yorumunuz yayınlanmayabilir.